Haber

Ankara-Avrupa ilişkilerinde ‘ver ve ver’ dönemi geliyor

Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci turda kazanıp yeniden seçilmesinin ardından Avrupa-Türkiye ilişkilerinin hangi yönde ilerleyeceği merak konusu oldu. Lobide şu soru soruluyor: “Ankara yeni dönemde değerler Avrupa’sına mı yönelecek yoksa Avrupa’dan adım adım koparak al-ver ilişkisine dayalı pragmatik bir yol mu seçecek? “

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tur sonuçları kesinleşmeden birçok Avrupa ülkesinin devlet veya hükümet başkanı, sosyal medya hesapları üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘işbirliği’ dolu tebrik mesajları göndermeye başladı. Bu mesajların çoğunda fark edilmeyen bir “güvenlik” tonu vardı. İlk tebrik mesajı, Erdoğan’ı “tartışmasız seçim zaferi” nedeniyle tebrik eden Macaristan Başbakanı Viktor Orban’dan geldi.

Macron ve Scholz’dan ‘İlerleyelim’ mesajı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransızca ve Türkçe olarak yayınladığı mesajında, “Fransa ve Türkiye’nin birlikte göğüs germesi gereken zorluklar var. Akdeniz, Avrupa-Atlantik İttifakımızın geleceğidir, Avrupa’da barış tesis edilmiştir. Yolumuza devam edeceğiz. yeniden seçilmesini tebrik ettiğim Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte.” ifadeleri kullandı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Almanya ve Türkiye yakın ortak ve müttefikler, halklarımız ve ekonomilerimiz iç içe geçmiş durumda. Önder Erdoğan’ı tebrik ediyorum, ortak gündemimizi yeni bir ivmeyle birlikte ilerletmek istiyoruz” mesajını gönderdi.


Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron Fotoğraf: Adem ALTAN ve Ludovic Marin/çeşitli kaynaklar/AFP

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, “NATO müttefikleri olarak, ticareti geliştirmekten güvenlik tehditleriyle başa çıkmaya kadar ülkelerimiz arasındaki güçlü işbirliğini sürdürmeyi dört gözle bekliyorum.” dedi. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, “İtalya ve Türkiye müttefiktir ve Akdeniz’de ve dünyada önemli sorumlulukları paylaşmaktadır. Halklarımız birlikte büyüme ve küresel istikrar için daha fazlasını yapabilir.”

Hollanda Başbakanı Mark Rutte, “Dostlarımız ve müttefiklerimizle birlikte Hollanda ve Türkiye ile ilişkilerimizi ve çalışmalarımızı güçlendirmeyi dört gözle bekliyorum.” Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy, sosyal medya hesabından Türkçe olarak yayımladığı mesajda, “Avrupa’nın güvenliği ve istikrarı için işbirliğimizin geliştirilmesini ve ülkemizin menfaatine stratejik katılımımızın daha da güçlendirilmesini temenni ediyoruz. ülkeler.” Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik ederek, “Kıbrıs müzakerelerinin 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmeye hazır olduğu” mesajı gönderdi.

NATO üyelik perspektifi nedeniyle son aylarda Ankara ile kriz yaşayan İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, tebrik mesajında ​​”Ortak geleceğimiz, gelecek için önceliktir” vurgusu yaparken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, , “Birlikte çalışmaya devam ederek Temmuz’daki NATO Zirvesi’ne hazırlanmayı dört gözle bekliyorum.” .

AB kurumları da yeni Erdoğan yönetimiyle iş birliği mesajları verdi. Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen, “Çıkarları halklarımızın yararına olacak şekilde ilerletmek için çalışmak hem Türkiye hem de AB için stratejik değer taşır” mesajını paylaştı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Avrupa’nın Genişlemeden Sorumlu Komiseri Oliver Varhelyi tarafından yapılan ortak açıklamada, AB’nin “insan hakları ve hukukun üstünlüğü taahhütleri temelinde ortak refah ve istikrara olan saygılı ilgisi” ifade edildi. , uluslararası hukuk ve bölgesel istikrar.” İlerlemek için Türkiye ile çalışmaya hazır olduğu kaydedildi.

soğuk dönem tahmini

Ancak bu işbirliği mesajlarına rağmen uzmanlar yeni dönemde Avrupa-Türkiye ilişkilerinde soğuk bir dönem olacağını öngörüyor.

Strasbourg Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Bölüm Başkanı ve siyaset bilimci Prof. Dr. Samim Akgönül, “Yeni Erdoğan dönemi ilişkilerin daha da sertleşeceği bir dönem olacak. partiler ve iki radikal İslamcı parti, zaten liberalleri haklı olarak tasfiye eden AKP’yi daha da Batı karşıtı bir çizgiye itecektir. NATO konusunda Rusya’nın çizgisine gelmesi artık kaçınılmazdır” dedi.

Yeni döneme rağmen Türk dış politikasında bir değişiklik beklemeyen Fransız Uluslararası Stratejik İlişkiler Enstitüsü’nden (IRIS) Türkiye uzmanı Didier Billion, “Erdoğan’ın NATO’dan ayrılmaya niyeti yok” görüşünde. güvenlik açısından ülkesinin temel güvencesidir.”


Fotoğraf: Reuters/F. lenoir

AB ile al-ver ilişkisine doğru

Ankara’nın üyelik perspektifiyle AB’ye ilgisi fiilen fiilen sona ermiştir. Avrupa’da aşırı sağın ve Avrupa karşıtlığının yükselişe geçtiği bir dönemde, Avrupalı ​​siyasetçiler Türkiye’nin üyelik perspektifini gündeme getirmemeye özen gösteriyorlar.

Konu Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından da bloke edildi. AP, Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne bağlılığın ilerlemesi şartına bağlı olarak gümrük birliğinin güncellenmesi veya vize serbestisi konusunda iddiaya bile girdi. Yakın gelecekte bu alanlarda ilerleme beklenmemektedir.

Buna karşılık AB, mülteciler, düzensiz göç veya terörle mücadele gibi konularda işbirliği istiyor. Bunun iki tarafı “ver ve ver” olarak tanımlanabilecek yeni bir ilişkiye götürebileceği tahmin ediliyor.

Bu arada, Türkiye’de yaşanan yeni dönemi fırsat bilen Avrupalı ​​bazı aşırı sağ ve Hristiyan Demokrat çevreler, Ankara ile esasen askıda olan katılım müzakerelerinin resmen durdurulmasını talep etmeye başladı.

Avrupa Kurulu bilmecesi

Türkiye de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’ne takılıp kalmış durumda. Ankara, Avrupa Konseyi’nin bir organı olan AİHM’nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarını uygulamadığı için önümüzdeki aylarda bazı yaptırımlarla karşılaşabilir. Türkiye de Avrupa Konseyi üyeliğinden doğan yükümlülük ve taahhütlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin denetim sürecinde tutulmaktadır.

Avrupa Konseyi üyeliği, Türkiye’nin siyasi plandaki “Avrupalı” kimliği açısından Ankara için stratejik bir öneme sahiptir. Bu üyeliğin sona ermesi, Avrupa ailesinden tamamen kopmak anlamına gelir. Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi, “Değerler Avrupası”nı temsil etmektedir. Tüm AB üyesi devletlere ek olarak, AB üyesi olmayan tüm Avrupa devletleri de Avrupa Konseyi üyesidir.


Türkiye, Kavala’nın tutukluluğu nedeniyle Avrupa Konseyi denetim sürecine girdi Fotoğraf: DW

Türkiye ve Avrupa Siyasi Topluluğu

Bu kurumların ötesinde geçen yıl Fransa’nın önerisiyle oluşturulan Avrupa Siyasi Topluluğu (ASP) adlı bir diyalog ve işbirliği platformu var. Gayri resmi bir yapıya sahip olan bu oluşum ilk liderler zirvesini geçtiğimiz yıl Çekya’nın başkenti Prag’da gerçekleştirmişti. Ağırlıklı olarak enerji, jeostratejik konular, siber güvenlik ve altyapı gibi konuların ele alındığı ASP’nin ikinci liderler zirvesi, 1 Haziran Perşembe günü Moldova’nın başkenti Kişinev’de yapılacak.

Prag tepesine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kişinev’e de gitmesi bekleniyor. ASP kapsamında devletlerin herhangi bir yükümlülüğü bulunmamakla birlikte bu kulüpte kalabilmek için Avrupa Konseyi üyesi yani geniş Avrupa ailesinin bir üyesi olmak gerekmektedir.

Tüm göstergeler, yeni dönemde Türkiye’nin Avrupa ile kurumsal ilişkilerinin jeostratejik planda NATO, siyasi planda ise Avrupa Konseyi çerçevesinde yoğunlaşacağına işaret ediyor. Avrupa ülkelerinin hükümetleri ise bölgede vazgeçilmez bir aktör olarak gördükleri Ankara ile ikili çıkarlarını geliştirmek istediklerine dair açıklamalar gönderiyor.

DW Türkçe’ye VPN ile nasıl erişebilirim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu